Küresel otomotiv sektörü, gün geçtikçe gelişen ve ülke ekonomileri için önemi artan bir sektördür. Bu sektörde firmalar arası rekabet hızla yükselmekte ve buna bağlı olarak verimlilik artışı, kaynakların etkin kullanımı, idari ve teknik organizasyon gibi unsurlar büyük önem kazanmaktadır. Bu kapsamda; Ar-Ge yatırımları, kalite yönetimi, ana ve yan sanayi arasında işbirliğine dayanan ilişkiler, nitelikli iş gücü istihdamı, esnek üretim yöntemlerinin uygulanması ve etkin pazarlama gibi özellikler rekabette belirleyici olmaktadır.
2024 yılı itibarıyla otomotiv sektörü, elektrikli araçlara (EV) yönelik ilginin yavaşlaması ve sektörü etkileyen makroekonomik zorluklarla mücadele etmektedir. Özelklikle, yüksek faiz oranları ve artan fiyatlar, EV talebini bazı pazarlarda düşürmüştür. Elektrikli araçların benimsenmesi hala güçlü maliyet avantajlarına dayansa da şarj altyapısının yetersizliği, menzil kaygısı ve batarya güvenliği gibi sorunlar tüketiciler için önemli endişeler olmaya devam etmektedir. Buna ek olarak, geleneksel içten yanmalı motorlara (ICE) olan ilginin bazı bölgelerde yeniden yükselmesi, uygun fiyatlı seçeneklere olan ihtiyacın göstergesidir. Öte yandan, genç tüketiciler arasında araç sahipliğinden vazgeçme ve araç abonelik modellerine geçiş eğilimi artmaktadır. Ancak, bu alanda araç bulunabilirliği ve yüksek aylık maliyet algısı gibi konular önemli engeller olarak görülmektedir. Bağlantılı araç özelliklerine ilgi artmakla birlikte, özellikle gelişmekte olan piyasalarda bu tür teknolojilere yönelik ödeme isteği gelişmiş pazarlara kıyasla daha yüksektir. Bununla birlikte, üreticiler, sürdürülebilirlik taahhütlerinin ve düşük karbonlu üretim süreçlerinin tüketiciler için giderek daha kritik hale geldiğini görmektedir., Bu itibarla, markaların rekabet avantajı elde edebilmesi için bu taleplere yanıt veren stratejiler geliştirmesi önem arz etmektedir.
Küresel motorlu taşıt parçaları pazarının büyüklüğü 2023’te 2,7 trilyon dolar olarak ölçümlenmiştir. 2024’te ise %7,7’lik bir büyüme ile yaklaşık 3 trilyon dolara yaklaşması öngörülmektedir. 2024’ten 2028’e ise yıllık ortalama %7,1 büyüyeceği ve 2028’e gelindiğinde pazar büyüklüğünün 3,9 trilyon dolar olacağı tahmin edilmektedir. Bu büyümenin de motorlu taşıtlara olan talebe ve hızlı kentleşmeye bağlı olacağı düşünülmektedir. 2023’te Asya Pasifik, motorlu taşıt parçaları pazarındaki en büyük bölge olmuştur. İkinci en büyük pazar ise Batı Avrupa olmuştur.
Küresel hafif taşıt üretiminde ise 2023 yılında yaklaşık 90,5 milyon adet yeni araç üretimi gerçekleşmiştir. Çin bu üretimin neredeyse üçte birini gerçekleştirirken; Çin’i üretimin %20’sini gerçekleştiren Avrupa, Avrupa’yı ise üretimin %17,3’ünden sorumlu Kuzey Amerika takip etmiştir. 2024 yılında ise üretimin %2,2 düşmesi ve yaklaşık 88,5 milyon adette kalması beklenmektedir. 2024 senesinde de bölgeler ve üretim miktarları 2023 yılına oldukça yakındır.
Otomotiv sektöründe yan sanayi ve tedarikçiler önem kazanmaktadır. Tedarikçinin orijinal ürün üreticisi (OEM) karşısındaki gücünü etkileyen faktörlerin başında; tedarikçinin büyüklüğü, materyal etkisi, kalite/maliyet oranı ve alternatif üreticilerin darlığı gelmektedir. Tedarikçilerin OEM’lere yakın olması, doğrudan ve sadece belirli OEM’lere satış yapması gibi etkenler tedarikçi gücünü azaltırken; bazı alanlarda OEM’ler kendi bünyesindeki şirketler aracılığı ile parça üretimini gerçekleştirmektedir. OEM’lerin kendi içerisindeki üretimine ek olarak tedarikçiden alınan parçalarda en çok dikkat çeken konular arasında operasyonel ve lojistik mükemmellik gelmektedir. Müşteri entegrasyonu, zamanında teslimat ve siparişin üretim süresinde esneklik bu alandaki en önemli konulardandır. Globalde öncelikli hammaddelerden olan metal ve alüminyum fiyatlarındaki dalgalanmaların tedarikçiler üzerinde baskı oluşturması; tedarikçilerin operasyon maliyetlerini düşürmesine ve rakiplerinden farklılaşmak için devir hızlarını artırıp, marjlarını aşağıya çekmesine yol açmaktadır. Tedarikçiler aynı zamanda cesur bir dikey entegrasyon hamlesi ile otomobil üretmeye de başlamıştır.
İçten yanmalı motor sistemleri ve bu sistemler ile ilgili bütün parça üretimleri gerileme trendine girerken, elektronik sistemlerin büyüme trendinde olacağı tahmin edilmektedir. Örneğin, elektrikli transmisyon, batarya/yakıt hücresi, otonom sürüş sistemleri artış trendinde iken yakıt sistemleri ve egzoz sistemlerinde daralma öngörülmektedir. Bu öngörünün temelinde, orta-uzun vadede elektrikli ve otonom araçların yaygınlaşarak, içten yanmalı otomobillere ilginin azalacağı beklentisi yer almaktadır. Ülkemizde de yeni binek araç satışarında bataryalı elektrikli araçların (BEV) payı, 2024 yılı itibariyle %10’u aşmıştır.