Son yıllarda sağlık sektörü, yenilikçi teknolojilerin ve dijital çözümlerin ön plana çıkmasıyla dönüşüm yaşamaktadır. Sağlık hizmetlerinde kaliteyi artırmak ve erişilebilirliği genişletmek için yapay zekâ, tele-sağlık ve dijital sağlık platformları gibi yenilikler hızla benimsenmektedir. Artık sağlık anlayışı, tedavi odaklı yaklaşımdan önleyici ve erken teşhis odaklı bir modele evrilmektedir. Bu değişim, hem sağlık hizmetlerinde daha etkili sonuçlar alınmasını sağlamakta hem de sektörün sürdürülebilirliğine katkıda bulunmaktadır. Sağlık sektörü; yükselen sağlık maliyetleri, değişen hasta demografisi, karmaşık ve bağlantılı sağlık teknolojileri ekosistemi, artan tüketici beklentileri ve piyasaya dâhil olan yeni oyuncular ile önümüzdeki dönemde de gelişime açık birçok farklı alan sunacaktır. Hizmet sağlayıcılar, yaşam bilimleri organizasyonları ve finansörler gibi bu sistemin paydaşları maliyet eğrisini aşağı yöne çevirmek ve fırsatlardan yararlanmak için teknoloji ve değer tabanlı hizmetlerin stratejilerinin bir parçası olması gerektiği görüşünü savunmakta, ancak aynı zamanda bunları mevcut sistemlere entegre etmenin ya da dönüştürmenin önünde de birçok zorluk olduğunu kabul etmektedir.
Küresel ölçekte sağlık hizmeti sektörü 2023 senesinde 8,4 trilyon dolar büyüklüğe ulaşmıştır. 2024 senesinde %7,4 büyüme ile büyüklüğün 9 trilyona yaklaşacağı öngörülmektedir. 2024-28 döneminde sağlık hizmeti sektörünün yıllık ortalama %5’lik bileşik artış göstermesi ve 2028 sonunda 10,9 trilyon dolar büyüklüğe ulaşması beklenmektedir. Dünyada gayri safi hasılanın payı olarak küresel sağlık harcamalarının 2024’te, %10,35 civarında kalması öngörülmektedir.
Sağlık sektöründe Avrupa, ciddi bir iş gücü kriziyle karşı karşıyadır. 2022 ve 2023 yıllarında 20 AB ülkesi doktor eksikliği, 15 ülke ise hemşire eksikliği bildirmiştir. Evrensel sağlık kapsamı (UHC) için minimum personel gereksinimlerine dayalı olarak, AB ülkelerinde 2022 yılında yaklaşık 1,2 milyon doktor, hemşire ve ebe açığı olduğu tahmin edilmiştir. Hem yaşlanan nüfusun sağlık hizmetlerine olan talebi artırması hem de yaşlanan sağlık iş gücünün emekli olmasıyla ortaya çıkan yenileme ihtiyacı, bu açıkların temel nedenlerindendir. AB'deki doktorların üçte birinden fazlası ve hemşirelerin dörtte biri 55 yaşın üzerindedir ve önümüzdeki yıllarda emekli olmaları beklenmektedir. Aynı zamanda, gençler arasında sağlık kariyerlerine olan ilgi azalmaktadır. Sağlık iş gücü planlaması, politika oluşturmayı yönlendirmek ve sağlık iş gücünün yeterli sayıda personelle ve gerekli yetkinliklerle donatılmasını sağlamak açısından hayati öneme sahiptir.
Küresel ekonomiden daha hızlı büyüyen küresel sağlık sektöründe gelişmiş ülkeler sağlık harcamalarında önemli bir pay sahibi olsa da gelişmekte olan ülkeler arayı kapatmaktadır. Yapılan çalışmalara göre Kuzey Amerika, Avustralya ve Batı Avrupa kişi başı harcamaların dolar bazında en yüksek olduğu ülkeler olarak dikkat çekerken Sahra altı ülkeler bu harcamaların en düşük olduğu ülkeler olarak görülmektedir.