Küresel çapta artan nüfus, doğal kaynakların azalması ve iklim değişikliğinin neredeyse önlenemez boyutlara ulaşması tarım endüstrisini daha sınırlı kaynakla daha fazlasını üretme yolunda zorlamaktadır. Ayrıca, 2022 yılında başlayan Rusya-Ukrayna savaşının etkisiyle artan enerji fiyatları, tarım sektörünü de etkilemiş ve dünya genelinde gıda fiyatlarında artışlar görülmeye başlanmıştır. Bu anlamda tarım endüstrisinin rolü, küresel gıda arzının desteklenmesinde temel önem kazanmaktadır. Rakamlar açısından tarım, küresel nominal GSYH’nin %4,1’ine tekabül eden 4,6 trilyon dolarlık bir endüstriyi oluşturmaktadır. Tarım endüstrisi dünyada çalışan nüfusun %26'sını kapsamaktadır. Az gelişmiş ve gelişmekte olan kimi ülkelerde, tarımın ekonomideki payı ve tarımdan geçimini sağlayanların oranı oldukça fazladır. Örneğin, tarım 2020 yılında Hindistan nüfusunun yaklaşık %58'inin birincil geçim kaynağıdır ve Sahra Altı Afrika ülkelerinde ise tarımın GSYH’ye katkısı yaklaşık %23 olarak gözükmektedir. Bunun aksine, gelişmiş ülkeler daha az beşeri girdi ile daha çok çıktı üretilebilen alanlara yönelmiş; sanayileşmiş, tarımda ise teknolojiyi ön planda tutarak verimliliği artırmayı amaçlamıştır.
Bu kapsamda, her geçen gün varlığını her alanda arttıran Yapay Zekâ (AI), Nesnelerin İnterneti (IoT), Blokzincir ve diğer teknolojik gelişmeler tarımsal üretim ve değer zincirinde de önemli yer tutmaktadır. Tarım endüstrisinin bir parçası olan bu yeni teknolojiler sadece üretimi artırmak ve kaynak kullanımını optimize etmekle kalmayıp eş anlı olarak israfı azaltmaya, gıdaların izlenebilirliğinin ve kalitesinin artmasına da katkı sağlayacaktır. Aynı zamanda teknoloji ve tarımın (AgTech) artan yakınsaması, sektörü yeni girişimciler ve yatırımcılar için de cazip hale getirecektir.