Küresel çapta artan nüfus, doğal kaynakların azalması ve iklim değişikliğinin neredeyse önlenemez boyutlara ulaşması tarım endüstrisini daha sınırlı kaynakla daha fazlasını üretme yolunda zorlamaktadır. Bu anlamda tarım endüstrisinin rolü, küresel gıda arzının desteklenmesinde temel önem kazanmaktadır.
Rakamlar açısından tarım, küresel nominal GSYH’nin %2,8’ine tekabül eden 2,4 trilyon dolarlık bir endüstriyi oluşturmaktadır. Tarımın küresel gayrisafi katma değeri, küresel GSYH’nin %3,4’ü kadardır. Tarım endüstrisinin birinci ayağı çiftçilik ise dünya nüfusunun % 19'u olan 1,3 milyar insana istihdam sağlamaktadır. Az gelişmiş ve gelişmekte olan kimi ülkelerde, tarımın ekonomideki payı ve tarımdan geçimini sağlayanların oranı oldukça fazladır. Örneğin, tarım Hindistan nüfusunun yaklaşık % 58'inin birincil geçim kaynağıdır ve Sahra Altı Afrika ülkelerinde ise tarımın ortalama katma değeri %40’ın üzerindedir. Bunun aksine, gelişmiş ülkeler daha az beşeri girdi ile daha çok çıktı üretilebilen alanlara yönelmiş; sanayileşmiş, tarımda ise teknolojiyi ön planda tutarak verimliliği artırmayı amaçlamıştır.
Bu kapsamda, her geçen gün varlığını her alanda arttıran Yapay Zekâ (AI), Nesnelerin İnterneti (IoT), Blokzincir ve diğer teknolojik gelişmeler tarımsal üretim ve değer zincirinde de önemli yer tutmaktadır. Tarım endüstrisinin bir parçası olan bu yeni teknolojiler sadece üretimi artırmak ve kaynak kullanımını optimize etmekle kalmayıp eş anlı olarak israfı azaltmaya, gıdaların izlenebilirliğinin ve kalitesinin artmasına da katkı sağlayacaktır. Aynı zamanda teknoloji ve tarımın (AgTech) artan yakınsaması, sektörü yeni girişimciler ve yatırımcılar için de cazip hale getirecektir.