Nominal olarak dünyanın en büyük ikinci, satın alma gücü paritesi ile ise dünyanın en büyük ekonomisi konumunda olan Çin, hızla büyüyen bir iş ve tüketici pazarına sahiptir. 1978 yılında yaptığı ekonomik reformlar sayesinde günümüze kadar yılda ortalama %10’luk hızlı bir ekonomik büyüme sergileyerek dünyanın en büyük üreticisi ve ihracatçısı konumuna ulaşmıştır. Son yıllarda Başkan Xi Jingping’in uygulamaya koyduğu 14. Beş Yıllık Planı’nın ekonomik büyüme modelindeki çevresel sürdürülebilirlik, düşük karbon emisyonu ve enerji tüketimi, yüksek endüstriyel verimlilik ve iç talep odaklı değişime yönelmesi ile yavaşlayan büyüme hızına rağmen, halen dünyanın en hızlı gelişen tüketici pazarına sahiptir ve yabancı yatırımı ülkeye çekmedeki başarısını sürdürmektedir.
Doğal kaynaklar bakımından zengin bir ülke olan Çin, sahibi olduğu 17 farklı maden ve mineral türünde, hidroelektrik güç potansiyelinde ve kömür rezervlerinde dünya lideri konumundadır. Uzay teknolojisi ve elektronik alanda kullanılan bazı nadir madenlerin de artan oranda üreticisidir.
Çin 1,42 milyarlık nüfusuyla dünyanın en kalabalık ikinci ülkesidir ve yüksek bir işgücü potansiyeline sahiptir. Dünya Bankası verilerine göre, kalabalık nüfusunun istihdam oranı 2023 yılında yaklaşık %63 olan Çin, dünyadaki birçok ülkeye kaliteli işgücü göçü vermektedir. Nüfus artış hızını kontrol altına almak için 2016 yılına kadar uyguladığı tek çocuk politikası sonucunda nüfus içerisinde yaşlıların gençlere oranı artmış, bu artış halen sürmektedir. Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, 2023 yılındaki kişi başına düşen milli geliri 12.600 dolar olan Çin, gelişmiş ülkelerin bir hayli gerisindedir. 2023 yılında yıllık reel olarak %5,2 büyüyen Çin ekonomisinin, 2024 yılında %4,8 oranında büyüyeceği öngörülmektedir.
Ekonomist İstihbarat Birimi (EIU) verilerine göre, Çin ekonomisinde, emlak sektöründeki sürekli durgunluğun devam ettiği, yerel yönetimlerdeki borç yükünün ağırlaştığı, yüksek genç işsizliğin sürdüğü ve dezenflasyonist baskıların hissedildiği görülmektedir. Özel tüketimin büyümenin ana itici gücü olması beklenirken, ekonomik hedeflerin gerçekleştirilmesinde kamu yatırımlarına büyük ölçüde güvenilmeye devam edilecektir. Çin’in, ABD’nin etkisine karşı koymak amacıyla gelişmekte olan ekonomilerle diplomatik ilişkilerinin artırıldığı, ancak yurtdışındaki borç verme faaliyetlerinde daha temkinli bir yaklaşımın benimsendiği gözlemlenmektedir
Uluslararası Ticaret Merkezi (ITC) verilerine göre, Türkiye’nin Rusya’dan sonra en fazla ithalat yaptığı ikinci ülke konumunda olan Çin’den, 2023 yılında toplam 45 milyar dolarlık ithalat yapılmıştır. Diğer taraftan, Çin’e 2023 yılında 3,3 milyar dolarlık ihracat yapılmıştır. Karşılıklı ticaretimizin 48,8 milyar dolara yaklaştığı Çin ile ticari ortaklığımızın gelecek yıllarda da karşılıklı büyüyerek devam edeceği öngörülmektedir.
Ticaret Müşavirinden Notlar
Ticaret Müşavirlerinin bulundukları ülkede sahadan edindikleri ve ihracatınızı doğrudan etkileyebilecek güncel gelişmeler ve mevzuat değişikliklerine ilişkin notlara bu bölümde ulaşabilirsiniz.