Haberler

07/07/2020

Kovid-19 sonrası Yunanistan yeniden resesyonla karşı karşıya

Kovid-19 sonrası Yunanistan yeniden resesyonla karşı karşıya
07/07/2020

Kovid-19 sonrası Yunanistan yeniden resesyonla karşı karşıya

Güncel

 

Çin’in Hubey eyaletinin Vuhan kentinde ortaya çıkıp bütün dünyayı saran yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) yol açtığı ağır yaralar sarılmaya çalışılırken Avrupa ülkeleri de birer birer normalleşme adımları atıyorlar. Hükümetler bundan sonraki süreçte krizin yol açtığı ekonomik darboğazla başa çıkmak durumunda.

 

Salgının şu ana dek dünya ekonomisine verdiği zarar 8,8 trilyon dolar seviyesine ulaştı ve bu miktarın küresel gayri safi milli hasılanın (GSMH) yüzde 9,7’sine tekabül ettiğini belirtmekte yarar var. Avro bölgesinde de durum pek iç açıcı değil. 2020 yılında blok ülkelerinin GSMH’lerinin ortalama yüzde 7,4 oranında azalacağı tahmin ediliyor. Özellikle Akdeniz havzasındaki Fransa, İspanya, İtalya gibi ülkeler için yüksek oranda resesyon öngörüleri hâkim. Yunanistan ise hükümetin açıkladığı yüzde 13 daralma beklentisiyle listenin başını çeken ülkeler arasında.

Yüksek işsizlik ve bütçe açığı

Yunanistan’da Ocak ayında yüzde 16 oranında olan işsizliğin, daralmayla birlikte yüzde 26’ya ulaşması öngörülüyor. Her dört kişiden birinin işsiz kalacağı bu dalga, özellikle sağlık ve hijyen gibi reel sektörde ve tedarik zincirinde yer alan düşük gelirli kesimin ayakta durabilmesi için ek tedbirleri şart koşuyor. Yunan kamuoyunda, pandemi sonrasında ekonominin yeniden toparlanabilmesine yönelik tartışmalar arasında, yüksek gelire sahip gruplardan daha fazla vergi alınması ve herkese vergilendirilebilir standart bir gelir sağlanması gibi öneriler de yer alıyor. Hükümetin yüksek işsizliğin etkisini hafifletmek için üzerinde çalıştığı strateji ise 1 milyar avroluk Avrupa Birliği (AB) desteğine müracaat etme ve bu paketi özellikle mevsimsel olarak işsiz kalacaklara destek şeklinde kullanma yönünde.

Hatırlanacağı üzere, Yunanistan krizin ilk evresinde sosyal sigorta, vergi ve kredi ödemelerinin geciktirilmesi için 3,7 milyar avro, özel sektör ve çalışanları için 2,7 milyar avro, sağlık harcamaları için ise 550 milyon avro tutarındaki ek harcamayı da içeren toplamda 6,8 milyar avro tutarında bir acil müdahale paketi açıklamıştı. Tüm bu genişlemeyle geçtiğimiz yılın ilk çeyreğinde 1,1 milyar avro olan bütçe açığı, 2020’nin aynı döneminde 6 milyar avroyu aşmış durumda. Bu açık, muhtemelen ülkedeki ekonomi yönetimi için önümüzdeki yıllardaki en kritik sınavlardan biri olacak.

Ülkede uygulanan 1,5 aylık sokağa çıkma yasağı ve karantina önlemleri, kamu hizmetlerindeki dijitalleşme adımları ve koruyucu tedbirler sayesinde koronavirüs kaynaklı kayıpları birçok Avrupa ülkesine göre düşük oranda tutmayı başaran Atina, bu kez sarkacın diğer ucunda beliren ekonomik krizle burun buruna. Yunan Başbakan Kiryakos Miçotakis, Mayıs ayında yaptığı televizyon konuşmasında pandemiyi yendiklerini, şimdi ise ekonomik savaşı kazanmak zorunda olduklarını belirtse de, resesyonun ne kadar süreceği şimdilik belirsiz ve Kovid-19’un yarattığı enkaz tablosu salgın riski ortadan kalktıktan sonra daha net bir şekilde ortaya çıkacak.

Pandemi sürecinde sınırların kapatılması ve en fazla ihracat yaptığı ülke olan İtalya’nın da salgından ağır yara alması nedeniyle Yunanistan’ın dış ticareti olumsuz yönde etkilenecek. Akdeniz ve Doğu Avrupa genelinde ise ikinci çeyrekte beklenen daralma neticesinde, bölgede en stratejik sektörlerden olan turizmin de kısa vadede yaraya merhem olması imkânsız görünüyor.

Turizm sektörünün yarıdan fazlası iflas etti

Avrupa’daki gayri safi milli hasılanın yüzde 4’ünü oluşturan turizm sektörü hesaba katıldığında, krizin Atina’ya etkisi merakla bekleniyor. Zira Yunanistan’ın kıta genelinde turizm gelirlerindeki payı yüzde 20 ila 25 arasında. Hükümet 1 Haziran itibariyle, normalleşmenin dördüncü aşamasında, Atina havalimanı ile sınırlı olmak üzere, 29 ülkeden turistleri ülkeye kabul etmeye başladı. Ülkedeki otellerin yarısı da yeniden faaliyete geçti. Her şey planlandığı gibi gittiği takdirde, 15 Haziran’da Selanik havalimanının da turistlerin gelişi için tekrar açılması hedefleniyor. 1 Temmuz’da ise sektörün tamamen açılmasıyla ülkenin rahat bir soluk alması bekleniyor. Ne var ki bu açılma tam bir rahatlama anlamına gelmiyor; zira birçok turist 2020 yılı için yapmış olduğu seyahat ve otel rezervasyonlarını iptal etmiş durumda.

Normal şartlar altında Yunanistan’da turizm sezonu 12 ay sürer ve ülkedeki her dört çalışandan biri de bu sektördedir. Yunan Turizmciler Birliği’nin yaptığı açıklamaya göre, gemi taşımacılığı gibi stratejik iş kolları da dahil olmak üzere, ülkede turizm alanında faaliyet gösteren şirketlerin yüzde 65’i daha şimdiden iflas etti. Özellikle ülkelerin vatandaşlarına uyguladığı seyahat uyarıları ve popüler turizm bölgelerindeki salgın yoğunluğu kadar, tüm dünyada dolaşım oranlarında yaşanan azalma ve seyahat endişeleri de bu iflaslarda önemli rol oynuyor.

Çare yeni bir borç sarmalı mı?

10 yıl süren sert resesyondan yeni çıkmış olan Atina’nın farklı seçeneklere yönelerek kısa vadede yeni bir borçlanma stratejisi izlemesi, orta vadede ise ekonomide disiplin ve dengelenmeyi yeniden sağlamak için kamu maliyesinde revizyona gitmesi kaçınılmaz görünüyor. Özellikle giderleri kısmak için özelleştirmeler, sosyal sigorta ve emeklilik harcamalarında kesintilerin yanı sıra, kriz sürecinde başlatılan kamuda dijital dönüşüm hamlesinin daha da yaygınlaşması beklenebilir.

Yunanistan Mart ayında sekiz AB üyesi ülke ile birlikte “koronabond” adlı pakete müracaat etse de Almanya, Hollanda ve Avusturya gibi birliğin zengin üyeleri, yüksek borç seviyesindeki Yunanistan, Portekiz ve İtalya gibi devletlere borç vermeye pek yanaşmıyor. Avrupa Merkez Bankası üye devletlere yönelik 750 milyar avro değerinde bir acil yardım paketi açıkladı. Paket Yunanistan’ın dışarıda bırakıldığı Parasal Genişleme Programı çerçevesinde sağlandığından, yardımın ne zaman ve hangi oranda aktarılacağı da henüz netleşmiş değil. Yunanistan Maliye Bakanı Christos Staikouras ise ilk etapta yaklaşık 24 milyar avro tutarında bir yardım için görüşmelere başladıklarını açıkladı. Fakat daha önce maliye bakanlığı görevini yürütmüş ünlü iktisatçı Yanis Varoufakis’e göre, bu meblağ pandemi sonrasındaki ekonomik krizi yönetmek için yeterli değil.

2015 yılındaki Avro bölgesi kredi ve borç erteleme görüşmeleri sırasında yaşanan acı tablo da hatırlandığında, Yunan kamuoyunun AB’nin sağlayacağı finansal yardımlara karşı çekimser yaklaşması muhtemel. Avro bölgesinin mali politikalarını belirleyen lokomotif ülkelerin Kovid-19’dan etkilenen paydaşlarla işbirliğine yönelik ikircikli tavrı nedeniyle, Yunanistan ikinci bir tercih olarak, yakın gelecekte dış yatırımcıların ve kreditörlerin kapısını çalabilir. Bu noktada, kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in geçtiğimiz ay Yunan bankalarına yönelik görünümü riskli şekilde teyit etmesi, Atina için Batı ülkelerinden talep edilecek borcu daha da maliyetli hale getiriyor.

chatbot
HEMEN GİRİŞ YAP VE SORULARINI SOR chatbot